Benim Sitem

Geleneksel Yapı Türleri

GELENEKSEL
-Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar bütünüdür.  



KİLİSE TERMİNOLOJİSİ

-KİLİSE : GENELLİKLE DOĞU-BATI DOĞRULTUSUNDA GİRİŞLERİ GENELLİKLE BATIDAN OLAN YAPILARDIR
-SAPEL : KÜÇÜK KİLİSE YAPILARINA DENİLMEKTEDİR
-BOZALİKA : TOPLANTI VE MAHKEME SALONU OLARAK KULLANILAN VE BOZALİKA DENİLEN BİNALARI KİLİSEYE ÇEVİRMİŞLERDİR
-NEF : KİLİSELERDE SÜTUN YADA PAYE GİBİ DESTEK DİZELERİYLE AYRILMIŞ BÖLÜMLERDİR
-APSİS : KİLİSENİN DOĞUSUNDA BULUNAN VE İBADETİN YÖNÜNÜ GÖSTEREN BÖLÜMDÜR 
-NARKEKS : KİLİSENİN GİRİŞ TARAFINDA BULUNAN REVAKLI KISIM

AGORA : ANTİK ŞEHİRLERDE TİCARİ , RESMİ , ADLİ VE DİNİ FONKSİYONLARII OLAN AÇIK ALANLARDIR

AGORA'NIN ÇEŞİTLERİ
-MİLLET AGORASI : Z BİÇİMLİ
-PRİENE AGORASI : AT NALI BİÇİMLİ
-MAGNESİA AD AENDRUM AGORASI : TAM DİKDÖRTGEN OLMAYAN AT NALI BİÇİMLİ

STADİON : SPOR KARŞILAŞMALARI VE YARIŞMALARIN ALAN İLE BU ALANI ÇEVRELEYEN SEYİRCİ OTURMA YERLERİNDEN MEYDANA GELEN YAPIDIR. 


-Stadion tipleri farklı inşa şekilleri gösterirler. Tepe yamacına yapılabildiği gibi (Ephesos Stadionu), Düz alana inşa edilmiş olanlar da (Perge, Aizanoi stadionu) vardır. Düz alana inşa edilenler genellikle Roma stilidir.  

-İonialı mimarlar stadionu Hippodamos planının etkin bir birimine dönüştürmüşlerdir. Bunun örnekleri Milet ve Priene’de görülür.  

-Klasik stadion planı bir ucu yuvarlak «U» şekillidir. Bazen de dikdörtgen şeklinde olup uçları köşelidir. Yön olarak belirli bir kural olmamakla birlikte batı doğu konumu tercih edilirdi.


  

-ÜÇ ANLAMA GELİYOR
1-)UZUNLUK ÖLÇÜSÜ
2-)YARIŞMA YERİ
3-)YARIŞ KOŞUSU

BÖLÜMLERİ:
1-)KOŞU SAHASI 
2-)SEYİRCİ YERLERİ
3-)GİRİŞ VE GİRİŞLER
4-)SPHENDONE
*HALK OYLAMALARI VE DİĞER YARIŞMALAR İÇİNDE KULLANILIR
*ROMA DÖNEMİNDE GLADYATÖR VE VAHŞİ HAYVAN MÜCADELE GÖSTERİLERİDE EKLENMİŞTİR


TİYATRO
YUNAN TİYATROSUNUN BAŞLANGICI TANRI DİONYSOS'A DAYANIR.
İLK TİYATROLAR SON DERECE BASİTTİR
DÜZELTİLMİŞ TOPRAK BİR ALAN TAHTADAN YAPILMIŞ BİR SAHNE VARDIR
TAŞTAN YAPILAN TİYATROLAR M.Ö 4.YY İTİBAREN GÖRÜLMEYE BAŞLAR

AMPHİTİYATRO
ANTİK ROMADA GLADYATÖR GÖSTERİLERİNİN VAHŞİ HAYVAN MÜCADELERİNİN YAPILDIĞI DAİRE YADA AVAL PLANLI ETRAFI BASAMAKLI OTURMA ALANI İLE ÇEVRİLİ YAPIDIR

BÖLÜMLERİ
1-)KADEMELER
2-)ARENA
3-)KULİSLER
*İŞLEVİNDEN BAŞKA YAPI ŞEKLİDE TİYATRODAN AYIRIR
*TİYATRO YARIM DAİRE BİR YAPI İKEN AMPHİ TİYATRODAN ''ÇİFT'' TİYATRO YANİ DAİRESEL YADA CLİPS ŞEKLİNDE

KAPALI AVLULU MEDRESELER  
   
-Tokat ve Niksar Yağıbasan Medresesi  
Tokat (1121-1152)-Niksar (1157-1158)  
Danişmendlilerden Yağıbasan tarafından yaptırılan ilk kubbeli medreseler moloz taştan sade, süslemesiz medreselerdir. Anadolu’nun bu en eski iki medresesinde, büyük kubbe iki yanda dar eyvanlara, diğer yanlarda ise duvarlara oturmaktadır. Etrafını çeviren büyüklü küçüklü tonozlu odalara, sadece tuğladan birer kapı açılmıştır.  
  
  
-Isparta Atabey Ertokuş Medresesi (1224)  
Sağlam kesme taş yapısı portalin bordür süslemeleri ve kitabesiyle gelişmiş bir mimari göstermektedir.  
Dört sütun üzerine oturan ve tonozlarla yanlara bağlanan orta kubbenin ortası açık olup altında bir havuz vardır. Büyük eyvanın arkasındaki kümbet ve iki yanındaki tromplu kubbeler, esas girişten başka, yanlardan da koridorlar halinde diğer girişlerin açılması gibi yenilikler dikkat çekmektedir.  
  
  
-KONYA KARATAY MEDRESESİ  
II. Keykuvus’un vezirlerinden Emir Celalüddin adıyla meşhur olan Karatay b. Abdullah 1251- 1252 yılları arasında Konya Alaeddin tepesinin kuzey yönü olan yerde yaptırmıştır.   
  
  
-KONYA İNCE MİNARELİ MEDRESE  
Konya Alâeddin Tepesi’nin batı eteğinde bulunan İnce Minareli Medreseyi Selçuklu Veziri Sahib Ata Fahreddin Ali 1260’ta yaptırmıştır. Mimarı taç kapı üzerindeki iki madalyonda ismi yazılı olan Kölük bin Abdullah’tır. Bu mimar Selçuklu döneminde yeni denemeleri ile tanınmış ve Selçuklu mimarisinde etkili olmuş bir mimardır. Konya’da avlusunun üzeri kubbe ile örtülü olan üç medreseden biri olan bu medrese aynı zamanda Sahip Ata Darülhadis’i olarak da anılmaktadır. Medreseye bitişik olarak yapılan mescidin cephesi üzerindeki sırlı tuğlalarla süslenmiş olan minaresi bu medreseye İnce Minareli isminin verilmesine neden olmuştur  
  
  
-KIRŞEHİR CACABEY MEDRESESİ  
Kırşehir il merkezinde bulunan Cacabey Medresesini, giriş kapısı üzerindeki iki satırlı kitabesinden öğrenildiğine göre Kılıçarslan’ın oğlu III.Keyhüsrev zamanında Kırşehir Emiri Nureddin Cebrâil bin Cacabey tarafından 1272-1273 yılında yaptırılmıştır. Medresenin 1272 tarihinde düzenlenmiş, Arapça ve Moğolca vakfiyesi günümüze kadar gelmiştir. Medresenin giriş kapısı üzerinde kitabeden başka, giriş kemeri üzerine tek satır halinde Besmele ve Kuran’ın Nahl Suresi’nin 9.Ayetinin baş kısmı yazılmıştır. Bunun altında ve uçları iki yana dönen kitabeliğe de Al-i İmran Suresi’nin 18. ve 19. Ayetleri yazılmıştır. Bu kitabeler ile kapı kemeri arasına da iki satır halinde başka bir metin eklenmiştir. Bu metin vergilerin kaldırıldığını belirten bir emirnamedir.  

AÇIK AVLULU (EYVANLI) MEDRESELER  
  
-KAYSERİ ÇİFTE MEDRESE (GEVHER NESİBE SULTAN MEDRESESİ)  
Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1204-1206 yılları arasında Kayseri'de inşa ettirilmiş ünlü Darüşşifa Gevher Nesibe Hatun'un adı ile anılmaktadır. Darüşşifa'da ayrıca Gevher Nesibe'nin türbesi bulunmaktadır.  
Anadolu'nun İslam dönemine ait en eski hastahanesi olan bu muhteşem bina günümüzde Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır.  
Darüşşifa binasının bitişiğindeki 1206-1210 yılları arasında inşa ettirilmiş tıp medresesinin de yine Gevher Nesibe Hatun'un vasiyeti olması, kesin kaynaklarla doğrulanamamakla birlikte, çok güçlü bir olasılıktır. Bu medrese dünyanın ilk tıp medresesidir.  
  
  
-Konya Sırçalı Medrese   
Sırçalı Medrese Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında, Sultan II. Alaeddin Keykubat’ın lalası Bedreddin Müslih tarafından 1242-1243 yılında yaptırılmıştır  
  
  
-ERZURUM ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE  
İki katlı, dört eyvanlı, açık avlulu bir yapıdır. Bu yapı, Anadolu’daki en büyük avlulu medrese olarak bilinir. Yapı dış görünümü ile oldukça anıtsaldır. Giriş cephesinin düzenlenişi Anadolu Selçuklu çifte minareli yapılarıyla benzerlik gösterir.  
  
-BURUCİYE MEDRESESİ  
Selçuklu Veziri Hibetullah Burucerdi oğlu Muzaffer 1271 yılında yaptırmıştır. Çeşitli ilimlerin okutulması amacıyla yapılan bu medresede müzik ile akıl hastaları tedavi edilmiştir.   
  
-SİVAS GÖK MEDRESE  
Adını yapıda kullanılan mavi renkli çinilerden almıştır. Dört eyvanlı ve açık avluludur. Portali, çifte minareleri ve cephe düzenlenişiyle Anadolu Selçuklu medreselerinin önemli örneklerinden biridir.  
Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali 1271 yılında yaptırmıştır. Mimarı (Kaluyan-ı El Konevi) Konyalı Kaluyan'dır.  
  

Bir yapının geleneksel sayılabilmesi için;  

  • Üslup biçim ve görünüş tutarlığının olması  

  • İnsanoğlunun yaratıcılığını gösteren bir eser olması  

  • Belirli bir zaman içerisinde mimari ya da teknolojik gelişmelerianıtsal mimari, s planlama veya peyzaj alanında insani değerlere katkısı yada belirgin bir etkileşim göstermesi  

  • Kültürel gelenekte ya da artık yok olmuş bir medeniyetinbenzersizbir örneğinin temsil etmesi  

  • Mimari ve teknolojik olarak seçkin bir örnek gösterilmesi  

  • İnsanlık tarihine katkıda bulunması  

  • Topografik koşullarda insanoğlunun teknolojik gelişimini göstermesi gerekmektedir  

    TİYATRO

    Yunan Tiyatrosu Hakkında Genel Bilgiler Yunan tiyatrosunun başlangıcı, Dionysos ayinlerine uzanır. MÖ 7. yüzyılda Dionysos şerefine yapılan gösteriler giderek hem edebi, hem de dini bir tür olarak gelişti. Bir korobaşı tarafından yönetilen, satir kılığına girmiş koro elamanları raks eder ve ilahiler söylerlerdi. İlk tiyatrolar son derece basitti. Düzeltilmiş toprak bir alan, tahtadan yapılmış seyirci basamakları ve gene tahtadan bir sahne. Taştan yapılan tiyatrolar ilk defa MÖ 4. yüzyıldan itibaren görülmeye başladı. Dram sanatı Atina’da MÖ 5. yüzyılda tiran Peisistratos’un 534’de düzenlediği ilk dram yarışmasından sonra gelişti. Şefleri Silenos tarafından yönetilen ve mitolojiyle kaba güldürü danslarının birbirine karıştığı trajediler, komediler ve dramlar temsil edilirdi.  

       
    TİYATROYU OLUŞTURAN ÖGELER

    • ORKESTRA önceleri konistra yani kum olarak adlandırılan orkestra, tiyatronun en eski bölümü ve dans yeridir. Cavea ve skeneyi birleştiren bir yapıdır  

    • SKENE: aktörlerin giyinme ve dinlenme salonları bulunan uzun dikdörtgen şeklindeki sahne yapısı  

    • PARADOS: skene ve cavea yan girişleridir  

    • ANALEMMA: caveayı sınırlayan düzgün örülmüş duvar.  

    • PROEDRİA: seyirci kısmının orkestraya en yakın bölümüdür. Soylular ve aristokratlar için ayrılmış özel bölümdür  

    • PROSKENE: skene önünde orkestradan yüksekteki set biçimli kısım  

    • DİAZOMA: oturma sıralarını ayıran geçiş ve gezinti yeri.  

    • KREPİS: oturma sıralarında ki dikey geçişi sağlayan aralar  

    • KERKİDES: merdivenlerle sınırlandırılmış oturma sıraları bloğu  

    • RİGOL: orkestra etrafına yerleştirilmiş ve seyirci kısmına gelen suyu boşaltmaya yarayan su oluğu sistemidir  

    • GRADUS: seyircilerin oturacağı basamaklar  

    • VOMİFORİA: cavea altındaki tonozlu geçişlerin dışa açılan kapısı  

    • PULPİTUM: sahneyi caveadan ayıran duvar  

    • PETATOS : Tiyatronun üstünü örten tente  

    • LOGHEİON: sahnede oyuncular için yapılmış yüksek platform  

    • EİSODOS: sahneye giriş kapısıdır  

    • EXODOS: sahneden çıkış kapısıdır.  


      KİLİSE TİPLERİ 

      1-)tek nefli kiliseler  

      -uzunlamasına dikdörtgen  

      -enlemesine dikdörtgen  

      2-)iki nefli  

      3-)üç nefli  

      4-)serbest haç tipi kiliseler  

      -T tipi  

      -Yunan harç planı  

      5-)kapalı yunan haçı planlı kiliseler  

      -4 serbest destekli basit tip  

      -4 serbest destkli gelişmiş tip  

      -köşe duvarlı tip  
      6-)düzensiz çokgen kiliseler  


      IZGARA PLANI

      -Izgara plan; birbirini dik açıyla kesen cadde ve sokaklardan yada yapı adalarından oluşan plan tipidir. İlk kez Milet ve Priene kentinde uygulanmıştır.  Miletoslu Hippodamos tarafından geliştirilmiştir

      

     İON DÜZENİ
    -Anadolunun batı ve güneybatı kıyılarında gelişmiştir. Efes Artemis ve Didim Apollon Tapınağının mimarisinde kullanılmıştır. En belirgin özelliği iki yanda volüt olan başlıktır. Friz bölümünde metop ve triglif yoktur. Kornişte yumurta ok dizisi bulunur .

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol